Değer verdiğimiz, bizim için özel olan kişi ile baş başayken izlemek isteyebileceğimiz, hatta bazılarını belki daha öncesinde on defa izlemiş olsak bile tekrar izlemek isteyebileceğimiz aşk filmleri alternatiflerini sizler için derledik. Efsane filmlerden olan Titanic, The Notebook ve Cesaretin Var mı Aşka? gibi dünyaca ilk akla gelen isimleri listemizden eliyoruz. Bu seçenekleri zaten bilmeyenimiz yok. Ve ayrıca bu filmleri izlerken aşklarını tazeleyemeyecek çift de yok. Bu konuda şüphe yok elbet. Ancak tüm bu efsane filmlerden daha sonra çekilen, izlendikçe daha da derin anlam kazanan diğer filmlerin de olduğundan bahsetmek istiyoruz. Böylece sevgilinizle birlikte geçireceğiniz romantik anlarınızda birlikte izlemekten keyif alacağınız, izlerken birbirinizin değerini bir kez daha hatırlayacağınız film seçenek sayınızı arttırabileceksiniz. İşte en romantik aşk filmleri listesi.
NOT: Aşağıdaki filmlerden birini izlemeye başlamadan önce yanınıza patlamış mısır, kola, cips alırken yanında ekstra olarak selpak mendil ile sevgilinizin omzunu da eklemeyi unutmayın. Bizden hatırlatması.
The Longest Ride – Seninle Bir Ömür
Aşta imkansızlık yoktur dedirten bir film arıyorsanız işte size: ‘The Longest Ride’ Türkçeye uyarlanmış ismi ile ‘Seninle bir Ömür’. Hiç umulmadık bir yerde hiç umulmadık bir kişiye aşık olmanın aslında gayet de olabilecekler arasında olduğunu gösteriyor. Aşk ile mantığın birlikte hareket etmediğini gösteren bir film. En güzel aşk filmleri arasında yer alan ‘Seninle Bir Ömür’ filmini izlemenizi tavsiye ederiz. Sanat okulunda okuyan kibar bir genç kız Sophia ve taşralı genç bir adam aynı zamanda da boğa güreşçisi (matador) Luke, aslında hayatlarına bakıldığında bambaşka yapıda iki insandır. Hatta o kadar ayrılardır ki değil aşk yaşamak, anlaşıp bir noktadan buluşabilmeleri ve arkadaş olmaları bile imkansız gibidir. Ancak işte aşkta imkansızlık yoktur dedirten olay tam da burada başlamaktadır.
Sophia sanat okulu son sınıf öğrencisidir. Hayatında belirli sınırlar vardır ve bu sınırları aşmak Sophia için çok zordur. Luke ise, Kuzey Karolina’da yaşayan eski bir matadordur. Meslek hayatında meydana gelen kaza sonucu sakatlanmıştır. Hedefi, kendisini üzerinden atarak sakatlanmasına sebep olan boğanın üzerinde sadece 8 sn kalabilmektir. Tamamen farklı dünyalarda yaşayan bu iki karakterin yolları bir gün bir noktada kesişir Her ikisi de bu tanışmanın, hayatlarında çok büyük değişimlere gebe olacağını bilmemektedir. Özellikle Sophia gibi sınırlarınla yaşayan asil bir bayanın eski kafalı ama bir o kadar da beyefendi ve centilmen olan Luke ile bir bağının olabileceği imkansızdır.
Sophie kısa bir süre sonra New York’a taşınacaktır. O zamana kadar Luke’den ve tabi ki en başta da kendine dahi itiraf edemediği duygulardan kaçmaya çalışır. Ancak pek başarılı olmaz ve küçük kaçamak olarak nitelendirdiği buluşmalar başlar. Yaşanan bugünler içerisinde hayatlarını kurtardıkları Ira ile aralarındaki ilişki farklı boyutlar kazanmaya başlar. Ve Sophie, başlarda sadece kaçamak olarak baktığı bu ilişkiye takılı kalmış olduğunu fark eder. Tüm bunlar yaşlı amca Ira’nın mektupları vasıtası ile olur. Başrolllerde olan Luke ve Sophie, başlarda hata ardından birbirlerine ve son olarak da aşka bağlanırlar.
Filmin en etkileyici ve sürpriz yanlarından bir tanesi de şudur. Ira ve eşi Ruth’un 1940’lı yıllarda yaşamış oldukları aşkı da içerisinde barındırmaktadır. Yaşlı ve sevimli ihtiyarın yaşantısından kesitleri de izlemekteyiz. 1940’lı yıllardan yaşanmış olan bu aşk kesitleri, Sophie ve Luke’nin yaşadığı sorunlara ders vermektedir.
Sonucunda ise modern zamanda ve eski dönemde yaşanan aşklarda yapılan fedakarlıkları göreceğiz. İki farklı kuşağın birbirleriyle olan ilişkisi öyle güzel beyaz perdeye yansıtılmış ki her iki aşkı da hayranlıkla izlememek mümkün değil.
The Best of Me – Unutulmaz Aşk
18’li yaşlara yaklaşırken lise dönemlerinde yaşanan aşklar unutulur mu? Aradan 20 sene geçmiş olsa dahi hala eskiden kalan aşk alevlenir mi yoksa eskilere gömülmüş olarak bir kenarda kalır mı? Bu filmde tüm bu sorulara cevap verilmektedir. Amanda ve Dawson lise yıllarında birbirlerine aşık olan iki gençtir. Hayat yolları ikisi için de ayrı çizilmiştir ve lise yıllarından sonra birbirlerinden koparlar. Aradan 20 sene geçer ve en sevdikleri ortak arkadaşlarını kaybederler. Amanda ve Dawson ortak arkadaşlarının cenazesine katılabilmek için doğup büyüdükleri kasabaya dönerler. Lisenin bitmesi ve yollarının ayrılmasından bu yana tam 20 yıl geçmiştir. Bu zaman diliminde her ikisi de kendi hayatlarını farklı yönlerde çizmişlerdir. Ve yine her ikisi de kurmuş oldukları hayatlara ait sorumluluklarının bilincinde olan iki insanlardır. Ancak ortak arkadaşlarının cenaze törenlerinde birbirleri ile karşılaşmalarında bir gerçeği anlarlar. O da, yıllar geçmesine rağmen aralarındaki bağın onlar için ne kadar güçlü olduğudur. Ancak bu hislerle başa çıkmak zorundalardır. Her ikisi de denese de pek başarılı olamaz. Çünkü büyüdükleri kasabaya geri döndüklerinde aslında yaşayamadan kalan her şeyin onları kaldığı yerde beklediklerini anlarlar. Yıllar sonra yaşadıkları bu büyük buluşma, 20 yıldır akıllarından çıkaramadıkları büyük aşkı yeniden alevlendirecektir.
The Best of Me (Unutulmaz Aşk); aşk mahalline geri dönen iki aşığın karşılaşmış oldukları geçmişin izlerine, yaşanan pişmanlıklara ve gelişen olayların nedenlerine değinmektedir.
Tüm arzularına ve devam eden aşklarına rağmen, 20 yıl önce yaşadıkları ağırlığın nedenleri, bugün çok daha acımasız ve tehlikeler ile birlikte olarak önlerindedir. Ama bir gerçek daha vardır ki; hala genç olmasalar da hala birbirlerine aşıktırlar.
Ma Premiere Fois – My First love – İlk Aşkım
Aşk denildiğinde akan sular durur, insanların tüm yapıları ve hatta kimyaları değişir. Bu filmde de aşk için neler yapılabileceğini görmekteyiz. İlk aşkım lise yıllarında yaşanan saf, temiz ve bir o kadar da eğlenceli bir aşkı konu etmektedir. Bu filmi izlerken ister istemez aklınızdan ve kalbinizden ilk aşkınız geçecek. Çünkü ilk aşklar hiçbir zaman unutulmaz.
Sarah; 18 yaşında, çalışkan ve güzel bir kızdır. Zachary ise Sarah’tan oldukça farklıdır. 20 yaşında, genç ve yakışıklıdır ancak sorunlu olması sebebi ile sık sık okul değiştirmek zorunluluğunda kalan asi bir çocuktur. Aynı zamanda da modellik yapan Zachary’nin ailesi ile bağları oldukça zayıftır. Her ne kadar birbirlerine tamamen zıt karakterlere sahip olsa da aşk onları bir noktaya getirmeyi başarır.
Sorunlu bir karaktere sahip olması sebebi ile liseyi bir türlü bitirememiş olan Zachary ile zeki ve çalışkan Sarah en başlarda birbirlerinden pek hoşlanmazlar. Ancak zıt kutuplar birbirilerini çeker derler ya. İşte zamanla birbirlerine karşı koyamadıkları bir çekim gücü hissederler. Ortada aşkları için çok sayıda engel vardır. Sarah üniversiteye gidecektir, aile yapıları tamamen farklıdır ve maalesef ki karakterleri de birbirlerinden çok farklıdır. Bakalım aşkları bu kadar engeli aşmaya yetebilecek mi? Saf ve doğal aşkı konu alan ‘İlk Aşkım’ kesinlikle sevgiliyle izlenebilsek aşk filmleri arasındadır.
The Vow -Aşk Yemini
‘The Vow’ yani Türkçe ismi ile ‘Aşk Yemini’ filminin en önemli özelliği, gerçek yaşanmış bir hayat hikayesinden uyarlanmış olmasıdır. Romantik komedi tarzında işlenmiş filmi izlerken birçok duyguyu anda hissedebileceksiniz.
Filmin konusu birbirlerine aşık olarak evlenen bir genç çiftin yaşadığı dram içerikli aşkı ele almaktadır. Dram bölümü ise yeni evli olan Paige ve Leo’nun bir gün evlerine geri dönerken yaşadıkları araba kazası ile başlar. Kazadan ikisi de sağ olarak kurtulmuştur ancak Paige tam 5 yıl boyunca komada hayatını sürdürür Leo bıkmadan ve usanmadan bu 5 yılın her günü boyunca, Peige’nin uyanmasını beklemektedir. Aradan 5 yıl geçtikten sonra Leo’nun duaları kabul olur ve Peige komadan çıkar. Ancak şimdi de önlerinde başka bir engel vardır. Peige hafıza kaybı ile birlikte komadan çıkmıştır. Yaşadığı hafıza kaybı sebebi ile hayatına dair çok az şey hatırlamaktadır. Maalesef hatırlayamadıkları arasında Leo’ya olan aşkı da vardır. Leo artık tek bir şey için mücadele edecektir. Peige’nin sevgisini yeniden kazanmak için. Birlikte yaşadıkları anıları geri getirmek için elinden geleni yapmaya başlar. Dram, komedi, duygusal aşk üçgeni arasında kalarak izleyeceğiniz, gerçek yaşamdan beyaz perdeye uyarlanmış olan bu film sizleri de çok etkileyecek.
Far From The Madding Crowd – Çılgın Kalabalıktan Uzak
Batsheba 19. yüzyılda yaşayan bir bayandır. O tarihlerde kadınlara karşı uygulanan katı kurallar vardır ve bu katı kurallar içerisinde Wessex kasabasında yaşayan Betsheba, hiç de sıradan bir kadın modelinde değildir. Çünkü her ne kadar toplum onu kısıtlasa da O, özgürlüğüne düşkün, kendi hayalleri ve kendi belirlediği hedefleri konusunda oldukça mücadeleci bir kişiliğe sahiptir. O tarihlerdeki bayanlardan bu yönleri ile çok keskin bir şekilde ayrılmaktadır. Özellikle bir bayanın ekonomik özgürlüğünü kazanması için verdiği mücadele, o zamanlar için fazlasıyla gözlere batmaktadır.
Betsheba isteklerini başarmıştır ancak toplumdaki yeri insanlar tarafından sürekli yargılanmakta ve eleştirilmektedir. Toplum ile verdiği bu mücadele sırasında üç erkek hayatına dahil olur ve bu 3 erkek de cesur, güzel ve genç kızı arzulamaktadır. Film içerisinde yoğun bir duygu karmaşası izlenmektedir. Betsheba kalbi ile de bir savaşa girmiştir. Bu üç erkeğe karşı duyduğu hisler ile savaşmak ve bu duyguları analiz edebilmek onu fazlasıyla yormaktadır. Tabi ki bu mücadele, çevresinde bulunan 3 erkeğin de hayatlarını alt üst edecektir. Güzel, cesur ve özgürlükçü bir kızın 19. yüzyıldaki hem toplum ile hem de kendi iç dünyası ile verdiği savaşları izlerken etkileneceğinize eminiz.
The Lake House- Göl Evi
The Lake House, Türkçe ismi ile Göl Evi; büyük bir aşkın, geçmiş ve gelecek zaman farklılıkları arasında bile engel tanımayacağını gösteren bir film. En güzel aşk filmleri izlerken bir yandan da düşündürmeye zorlayan bir film mi arıyorsunuz? O zaman bu film tam size göre. Zaman arasında yolculuklar olması sebebi ile izlerken biraz filme konsantre olmanız gerekiyor. Defalarca izlense de ayrı bir keyif veren bir film olması sebebi ile her izleyişinizde farklı noktaları keşfedebileceğiniz bir film. Her ne kadar ismini ilk duyanlar korku filmi mi gibi düşünse de hayır, bu sefer ismin de göl kelimesi geçiyor olsa da dram, fantastik ve romantik filmler arasında yerini almaktadır.
Film genel olarak ele alındığında aşk için sabrın gerekli olduğu mesajını içermektedir. Bunu da başrollerinde bulunan Dr. Kate Forster ve Alex ile anlatmaktadır. Kate Forster, stajını tamamladıktan sonra hasta trafiğinin daha yoğun olduğu bir hastaneden iş teklifi alır ve bu teklifi kabul ederek Chicago’ya taşınır. Taşınma öncesinde ise çok sevdiği evini kiralar. Evinin posta kutusuna ise yni taşınacak olan kişi için bir not bırakır. Bu not içerisinde kendi adına gelecek olan mektupların yazmış olduğu adrese iletilmesini ister. Eve yeni taşınan kiracı ise Alex’tir. Alex ile Kate evin posta kutusu aracılığı ile yazışmalara başlarlar. Zaman içerisinde öğrenirler ki aslında ikisi de farklı yıllar içerisinde yaşamaktadırlar. Aralarındaki bu zaman farkı ve aşkları ile birlikte harmanlanan film konusu, izleyicilerine oldukça farklı bir keyif yaşatıyor.